14 MART ve TIBBİYELİ HİKMET
Yer: Sivas Mekteb-i Sultani
Tarih: 9 Eylül 1919
Mahiyet: Sivas Kongresi
Tıbbiyeli Hikmet tıp fakültesi öğrencilerini temsil etmek üzere Sivas Kongresi’ne katıldı. Bu kongreye iki delege göndermek istemişti Tıbbiyeliler. Fakat topladıkları para ancak bir delegenin masraflarını karşılayacak kadardı. Kongreye İstanbul’dan katılan üç delegeden biriydi. Daha üçüncü sınıf öğrencisiydi ama Tıbbiye’nin bütün sorumluluğunu omuzlarında taşıyordu.
Manda yönetiminin kabul edilmesi gerektiğini düşünen delegelerle çetin tartışmaların sürdüğü bir sırada Atatürk’e hitaben yaptığı konuşmasıyla tanındı.
“Paşam, murahhası (üyesi) bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarma yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler, mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar şiddetle reddeder ve takbih ederiz (kınarız). Farz-ı mahal (örnek olarak), manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz (lanetleriz).”
Tıbbiyeli Hikmet’in bu cesur sözleri, istikbalimizin konuşulduğu kongredeki delegeleri oldukça etkiledi. Hatta Mustafa Kemal, Hikmet Bey’in bu sözlerine karşılık övgü dolu şu konuşmayı yaptı:
“Arkadaşlar, gençliğe bakın; Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin! Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır”. Ardından Hikmet Bey’e dönerek "Evlat; müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal, ya ölüm!” sözleriyle gençliğe duyduğu güveni ve Hikmet Bey’in sözlerinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Daha on sekiz yaşındaydı ve bir milletin bağımsızlığı için nasıl dimdik durulur, tüm kongreye gösterdi Hikmet Bey…
Çok değil, altı ay öncesinde İngiliz işgali karşısında da dimdik durmuştu Tıbbiyeli Hikmet. 14 Mart 1827’de, II. Mahmut Dönemi’nde açılan ve o zamanlar adına ‘Tıphane ve Cerrahhane-i Amire’ denilen, daha sonra ‘Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ (II. Abdülhamit Dönemi) adını alan ilk tıp fakültemizin bir neferiydi. Neferiydi diyorum çünkü işgalci İngiliz birliklerine karşı okulun kuruluş yıldönümünde başkaldıran nice öğrenciden biriydi. O gün Tıbbiyeliler, işgale topyekun karşı çıkmış ve bayrağımızı okulun iki kulesi arasında dalgalandırmıştı. Tıbbiye’nin açılış günüyken, tıp fakültesi öğrencilerinin düşman işgaline direniş günü oldu 14 Mart. Ve her 14 Mart’ta TIP BAYRAMI olarak kutlanır oldu. Ne güzel de oldu…
O gün işgale direnen neferlerimiz, sağlık için savaşan neferlerimiz oldu. “Hakkınız ödenmez!” şeklinde beylik laflar etmeyeceğim tabii ki. Bu asil görevi hakkıyla yerine getiren, gecesini gündüzüne katan sağlık neferlerimize minnet doluyum sadece. İyi ki varsınız. Bayramınız kutlu olsun…
Kaynaklar:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hikmet_Boran Erişim Tarihi: 14 Mart 2024
Marmara Üniversitesi, https://tip.marmara.edu.tr/fakulte/tarihce#:~:text=Osmanl%C4%B1%20%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu'nda%20medrese%20tipi,%C3%BClkemizde%20t%C4%B1p%20bayram%C4%B1%20olarak%20kutlanmaktad%C4%B1r Erişim Tarihi: 14 Mart 2024
Erik, Feridun, Mütareke Yıllarında Türkiye (1918-1923), İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Kürsüsü Seminer Konuşmaları, Dirim Dergisi https://www.dirim.com/Dirim_Dr.F.Frik_files/Mu%CC%88tareke%20Y%C4%B1llar%C4%B1nda%20T%C4%B1bbiye%20%281918-1923%29.pdf Erişim Tarihi: 14 Mart 2024